SEN ÇERNOBİL NEDİR BİLİRMİSİN?
Nükleer enerjiyi tartışmaya açacak o facia nasıl gerçekleşti?: Çernobil 1970’te açılmış bir nükleer santraldi. Ukrayna’nın kuzey bölgesinde, Kiev’e bağlı bir yerleşim biriminde bulunan bu santralde kaza günü dört reaktör aktifti. İkisinin inşaası ise sürüyordu.
25 Nisan günü, dördüncü reaktör rutin bir bakıma girdi. Teknisyenler olası bir güç kesintisine karşı bir deney yapmaya karar verdiler. Çok ağır sonuçları olacak bu deney için 23:00’da çalışmalar başladı.
26 Nisan 01:23’te, deney için şartların oluştuğuna karar verildi ve düğmeye basıldı. 01:24’te ise, ters giden bir şeyler vardı. Deney için devre dışı bırakılmış güvenlik sisteminden ötürü reaktörde önlenemeyen çekirdek tepkimeleri gerçekleşti, ısı ve enerji bir anda kat be kat yükseldi…
Önü alınamıyordu. Artan buhar basıncı, reaktörün tonlarca ağırlıktaki çatısını havaya uçurdu. Reaktördeki zirkonyum ve grafit, yüksek sıcaklıktaki buharla karışınca, hidrojenler yanmaya başladı ve tüm santral alevler içinde kaldı.
Patlamanın hemen ardından 31 kişi öldü. Ancak nükleer felaketin etkileri, bununla sınırlı kalmayacaktı.: Dördüncü reaktörün patlamasıyla ortaya çıkan radyasyon, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarından tam 200 kat daha etkiliydi. Patlamanın ilk anda bir kilometre yüksekliğe ulaştı. İlk anda ortaya çıkan etkinin, iki metre kalınlığındaki betonu eritecek güçte olduğu ifade edildi.
Nükleer felaket, ilk anda santral çevresinde görevli 31 kişinin hayatını kaybetmesine sebep olmuştu. Ancak etkisi bununla sınırlı kalmadı. Türkiye’nin de dahil olduğu yakın coğrafyada hastalık getirdi, ölüm getirdi…
En önemlisi de, nükleer enerji ile ilgili soru işaretleri getirdi.
Sovyetler Birliği, ilk günlerde felaketi açıklamadı.:
Ancak radyoaktif bulutlar Avrupa üzerindeydi…
Soğuk savaş psikolojisinin de etkisiyle, nükleer teknoloji alanında geride görünmeme refleksinden ötürü SSCB (Soyvet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) ilk günlerde kazayla ilgili bir açıklama yapmadı.
Ta ki bir iki gün içinde, Avrupa’daki radyasyon düzeyindeki çok ciddi artış tespit edilene dek. 28 Nisan 1986’da radyoaktif bulutlar İskandinavya’ya ulaştı. Yetkililer ölçülen değerlerin anormalliğinden ötürü büyük bir kaza meydana geldiğini tahmin etti.
SSCB, meydana gelen felaketi tüm dünyaya açıkladı, diğer ülkelerden yardım istedi. Olayın açıklanması ve yardım talebinden ötürü Mihail Gorbaçov ülkesinde ciddi eleştirilere maruz kaldı.
Çernobil faciası, dünya basınında bir numaralı gündem konusu oldu.
Felaketin ardından alınan olağanüstü önlemler: Radyasyondan yoğun oranda etkilenen 30 kilometre çapındaki alan belirlenerek bu bölgelerden 135.000 insan uzaklaştırıldı ve yaşam alanları boşaltıldı. Reaktör binası 410.000 m3 çimento ve 7.000 ton çelik kullanılarak gömüldü.
Binanın altı betonlandı.
Besin maddeleri başka bölgelerden getirildi ve kontamine (radyasyon bulaşı olan) yiyeceklerin tüketimi yasaklandı. Çeşitli tanı merkezleri kuruldu.
5.300.000 insana, tiroid bezini iyot açısından doygunluğa ulaştırarak radyoaktif iyodun tiroid bezi tarafından alımını mümkün olduğunca engellemek için potasyum iyodür tabletleri dağıtıldı.
Radyoaktif felaketin çocuklara mirası: Tiroit kanseri: Felaketin etkilerinin en yoğun olarak görüldüğü ülkeler Ukrayna, Rusya ve Belarus’ta 2004 yılına kadar 18 yaş altı 4000 çocukta tiroit kanseri vakası görülmüştür.
Resmi raporlar, ölümcül kanser vakalarının sayısını 9.000 olarak hesaplıyor. Bağımsız bilim adamları ise 30.000 ile 60.000 arasında insanın Çernobil’in sebep olduğu kanser türlerinden dolayı öleceğini tahmin ediyor.
Radyasyon kurbanı hayalet şehir PRİPYAT :Çernobil’in birkaç kilometre yakınında kurulmuş bir şehir olan Pripyat, dönemin önde gelen yerleşim birimlerindendi. Ancak facianın ardından 2 gün içinde binin üzerinde otobüsle acilen boşaltıldı.
1986’dan bu yana da kimseye kapılarını açmıyor. Bilim adamlarına göre 900 yıldan önce yaşanabilir bir yer olamayacak. Zira günümüzde buradaki radyasyon düzeyi normalin 20-40 kat üzerinde. Tüm radyoaktif kalıntıların temizlenmesi içinse 48 bin yıl geçmesi gerekiyor!
Facianın ardından: Olayın ardından reaktörde görevli 6 personele, 2 ile 10 yıl arasında hapis cezası verilmiştir.
On binlerce kişinin hayatını karartan, yüz binlercesini dolaylı yollardan etkileyen bu kazanın faturası reaktör personeli mühendislere, teknikerlere kesilmiş olsa da; herkesin hemfikir olduğu konu Çernobil Nükleer Santrali’ndeki ciddi tasarımsal hataların, soğuk savaş döneminde içine girilen nükleer yarışta SSCB’nin agresif hamlelerinin olduğudur.
Faciaya yol açan bu deneyin yapılması için, teknikerlerin bir riskten söz etmesine rağmen baskı uygulandığı; iktidara yakın olmalarının da etkisiyle kilit kademelere getirilen ve nükleer alanında çok yetkin olmamasına rağmen Çernobil’de söz hakkı, yaptırım gücü olan yöneticilerin olduğu biliniyor.
Son olarak işin tasarımsal boyutuna gelirsek, reaktör çatısının yanmaz maddeden yapılması gerekirken, inşaatı kısa süre içinde bitirmeyi, gösterişli (!) bir çatı ile bitirmeyi daha makul gören SSCB yetkilileri faciada en az reaktörde görevli personel kadar pay sahibi denebilir.
Bu olayın ardından, faciayı gizlemeye çalışan SSCB’de Gorbaçov’un olayı dünyaya açıklaması -zorunda kalması- ülkede eleştirilere, karışıklığa neden olmuştur ve ülkenin dağılmasına giden süreci hızlandırmıştır yorumları da yapılmaktadır.
Çernobil Kazasından Hangi Ülkeler Etkilendi?
26 Nisan’da olan bu patlama sonrasında Radyoaktif serpintiler Sovyetler Birliği’nin doğusu, doğu ve güney, batı ve kuzey Avrupa’da ciddi bir kirlenmeye yol açmıştı.
27-30 Nisan tarihinde; İskandinav ülkeleri, Finlandiya, Belçika,
28 Nisan-2 Mayıs tarihinde; Doğu ve Orta Avrupa, Güney Almanya, İtalya, Yugoslavya, Ukrayna ve Doğu Bloğu, Türkiye-Karadeniz,
1-4 Mayıs 1986 tarihinde; Balkanlar, Romanya, Bulgaristan, Trakya,
2 Mayıs’tan sonra ise Karadeniz ve Türkiye’yi etkiledi.
Hiroşima’ya Atılan Atom Bombasının 200 Katı Etki Yapmıştır
Çernobil, tarihteki en büyük sivil nükleer kazadır.
Bu kazayı görgü tanıkları şöyle ifade eder; “Kazadan sonra gece karanlığında gökyüzü kızıla keser, yoğun bir bulut gökyüzünün yarısını kaplar…”
Reaktördeki nükleer yakıt, patlamadan sonra en az 10 gün daha yandı ve milyonlarca radyoaktif element havaya karıştı. Uzmanların sonraki hesaplamalarına göre, 10 günde atmosfere dağılan radyasyon, Hiroşima’ya atılan atom bombalarının en az 200 tanesinin yayabileceği kadardır.
Çernobil kazasının hakkında neler biliyoruz?: 26 Nisan 1986 günü Ukrayna Çernobil’deki 4 No.lu reaktörde çok büyük bir kaza oldu. Kazadan sonraki 10 gün içinde büyük miktarda radyoaktif madde atmosferde hava akımlarıyla kuzey yarım küreye dağıldı. Radyoaktif maddeler özellikle Avrupa’nın çeşitli ülkelerine ve bu arada Türkiye’ye de ulaştı. O günlerdeki yağış durumuna göre bu ülkelerin çeşitli bölgeleri radyoaktif maddelerden az ya da çok etkilendi.
Felaket yaklaşırken Türkiye’deki tartışmalar: Çernobil’den binlerce kilometre uzaktaki İngiltere dahi, radyasyonun yıkıcı etkilerini tarım ve hayvancılık noktasında inceleyip önlemler alırken, Türkiye’deki durumsa farklıydı. Herkes kendinden çok emindi, o dönemden birkaç ‘veciz’ söz şu şekilde;
-‘Karadeniz’e bir damla mürekkep düştü diye Karadeniz kirlenir mi?’
-‘Radyoaktif çay daha lezzetlidir.’
-‘Gazeteciler geldi, ellerinde radyasyon ölçme cihazı var. Para çıkarıp çay aldırdım. Masanın üzerine torba torba koyduk, aleti getirdim hiçbirinde alarm vermedi. Bir televizyon getirttim. Açtırdım ve ona doğru yürümeye başladım. Cihaz ötmeye başladı. Televizyonun yaydığı radyasyon daha fazlaydı’
-‘Rusya’dan iyi bir şey gelmez. Ya komünizm, ya radyasyon.’
Türkiye, kanser oranının çok ciddi bir şekilde artacağı, riskleri 2015’te bile hala devam edecek bir döneme gidiyordu.
SANAYİ BAKANI: Radyasyonlu çay içen Bakan Cahit Aral: ‘İçiniz rahat olsun.’
Facianın ardından 1 Mayıs günü SSCB büyükelçisi, Türk yetkilileri Karadeniz’de ölçüm yapmaları konusunda uyardı.
Çay torbalarının taşınmasına bir örnek. 1986’da çay işçilerinin bu yakın temas sonucu dıştan aldıkları radyasyon dozları, personel ve alet yetersizliğinden, kapsamlı ölçüm yapılamadığı için belirlenememiştir
Kazadan bir hafta sonra 3 Mayıs 1986’da sağanak yağmur ile Trakya Bölgesi, 7-9 Mayıs 1986’da Doğu Karadeniz Bölgesi etkilendi.
RADYOAKTİF BULUTLARIN TRAKYA’YA VE ARDINDAN DOĞU KARADENİZ’E ULAŞMASI TÜRKİYE İÇİN ‘ÇERNOBİL’ FELAKETİNİ BAŞLATIYORDU.
TARIM ÜRÜNLERİ ÇEŞİTLİLİĞİ İLE ÖNE ÇIKAN BU BÖLGELERDE, O GÜNLERDE SAĞANAK YAĞIŞLARIN YAŞANMASIYLA BİRLİKTE ÖNLEMLER ALINMAYA ÇALIŞILMIŞTIR. ANCAK NE KADAR YETERLİ OLDUĞU MEÇHULDÜR.
Trakya ve Karadeniz kıyılarında normal koşullarda 8–10 microröntgen/saat olan radyasyon düzeyi; kazadan 10 gün sonra 30–40 microröntgen/saat düzeyinde ölçülmüştür. Günümüzde Trakya’da ‘Ergene kanser saçıyor’ tartışmaları, ‘Ergene tehlikeli mi?’ tartışmaları arka planında hala Çernobil’i barındırıyor. Nitekim verilere bakarsak;
1986’daki kanser görülme oranı, 1987’de Marmara Bölgesi’nde iki katına çıkmıştır.
Marmara Bölgesi’nde 1986-1987 arası yaklaşık iki kat, Karadeniz’de ise 1995’ten sonra yaklaşık üç kat artış görünmektedir.
Çernobil Nükleer Kazası Sonrası Türkiye’de Kanser, Türk Tabipler Birliği raporu
ETKİSİ 11 KUŞAK SÜRECEK
Radyoaktif kirliliğin pençesindeki Karadeniz: Çay, fındık gibi tarım ürünleriyle, deniz ürünleriyle önemli bir bölge olan Doğu Karadeniz, beklendiği gibi radyoaktif bulutlarla birlikte bir kirliliğe maruz kaldı. Ancak devlet adamlarının ciddi bir önlem alması bir kenara, olaylara yaklaşımları şu şekilde olmuştur:
26 Ocak 1993’te TBMM Çernobil konusundaki soruşturma önergesini reddetmiştir.
Yukarıdaki tabloda, kanser oranının çok ciddi bir şekilde arttığını görebileceğiniz Karadeniz’de yetişen ve risk altındaki ürünler devlet açısından bir problem değildi. Avrupa, Türkiye’den fındık gibi mahsüllere ambargo koyduğunda da bu düşünce değişmedi; ‘batı komplosu’ denildi.
Öyle ki, Çay-Kur Çernobil riskiyle ilgili ilk olarak Aralık 1986’da bilgilendirilmiştir. Yani aradaki 8 ay boyunca toplanan çaylar, tüm ülkede tüketilmiştir. Radyasyonlu çayların depoda toplanması, gömülmesi ve çoğunun imha edilmesi sürecine kadar birçok kişinin hayatı tehlikeye atılmış, daha da acısı birçok kişi için belki de kanser hastalığı söz konusu olmuştu.
Rize Üniversitesi Rektör yardımcısı Prof. Dr. Nazmi Turan Okumuşoğlu: Rize il ve ilçelerdeki doğal radyasyonu düzeyini araştıran ekibin yaptığı bilimsel ölçümlerde, Rize’nin değişik bölgelerinde, değişik oranlarda, Çernobilden kaynaklanan serpintilerin neden olduğu radyoaktif maddeye rastlandı.
“Ölçümler sırasında topraktan gelen belli radyasyon değerlerinin dışında, Çernobil ve nükleer serpintilerden kaynaklanan Sezyum (Cs-137) maddesine rastlandığını söyledi.
“Radyoaktif serpintiler önce Kuzey ülkelerine, ardından İsveç ve Danimarka gibi Avrupa ülkelerine, oradan da Trakya üzerinden Türkiye’ye, 4 Mayıs 1986 tarihinde ise Rize’ye kadar geldi. Yağmur bulutları ile bölgemize gelen radyoaktif serpintiler özellikle o dönemlerde aşırı yağış alan Ardeşen ve Fındıklı bölgelerinde diğer ilçelere oranla daha fazla yayıldı.
ANGELİKA CLAUSSEN: “Çocuklarda Ve Yetişkinlerde Kanser Vakaları İle Kalp-Damar Hastalıkları Arttı”
O dönemde hem Sovyetler Birliği’nin hem de batılı ülkelerin felakete ilişkin gerçekleri sakladıklarını ve yalan söylediklerini öne süren Claussen, özellikle ilk 5 yıla ait bilgilerin kayıp olduğunu kaydetti. Felaketten sonra etkilenen ülkelerde yapılan araştırmaların hem çocuklarda hem yetişkinlerde tiroid kanserinde artış olduğunu grafiklerle anlatan Claussen, ayrıca meme kanseri, çocuklarda lösemi ve beyin tümöründe de artış olduğunu söyledi. Çocuklarda beyin tümörünün 7 kat arttığına işaret eden Claussen, şunları söyledi:
“Sizlerle yeni bir bilgi daha paylaşayım. Anne karnında radyasyona maruz kalan bebeklerde kardiyovasküler (kalp-damar hastalıkları, felç, kalp krizi) hastalıklara rastlandı. Ayrıca, yine bu çocuklarda konsantrasyon bozukluğu, öğrenme güçlüğü ve bazı nörotik bulgular ortaya çıktı.”
Ölümler
Dönemin Sovyet lideri Mihail Gorbaçov, felaketin üzerinden tam 19 gün geçtikten sonra radyodan halka seslenmiş ve felaketle ilgili bilgi vermiştir. Buna göre, faciada 31 kişi ölmüş, 237 kişi yaralanmıştır.
Oysa bugün gayrı resmi verilere göre; 15 ile 30 bin ölüden, milyonlarca sakattan söz edilmektedir. Rusya, felaketin boyutlarını hep küçümsemiştir. Faciadan sonra yapılan araştırmalarda, Ukrayna topraklarının yaklaşık 53 bin kilometrekarelik bölümünün, 2293 yerleşim yerinin, 610 binden fazlası çocuk 2 milyon 326 bin kişinin radyasyona maruz kaldığı rapor edilmiştir.
Çernobil ve Kanser
Kaza anındaki ölümlerin kat kat fazlası uzun dönemde olmuştur.
Bu kazanın etkilediği bölgelerde çeşitli kanser türlerinin arttığı yönünde bilimsel çalışmalar vardır. Radyasyon genlerin bozulmasına neden olmakta ve bundan dolayı gelecek kuşakları da etkilemektedir.
***
Ukrayna’da Felaketin Sonuçları
1) Kaza sonrası reaktörde temizlik ve patlayan reaktörün üzerini örten lahdin inşa edilmesi işlerinde çalışan 600 bin insan ciddi sağlık problemlerine maruz kalmıştır. Bu insanlarda normal insanlara göre 15 kat daha fazla gen ya da kromozom bozuklukları görülmüştür.
2) Yetişkinlerde tiroid kanserine rastlanma oranı kazadan sonra on kat artış göstermiştir.
3)1986 – 2000 yılları arasında, kaza sırasında henüz çocuk olan 1400 gencin ameliyatla tiroid bezleri alınmak zorunda kalınmıştır.
4) 3 milyondan fazla insan faciadan doğrudan etkilenen Çernobil kurbanları statüsünde kayıt altına alınmıştır.
5) 2,5 milyon hektarı aşkın zengin tarım toprağı kullanılamaz hale gelmiştir.
6)Yaklaşık 3,5 milyon insan, Ukrayna’nın radyasyonla kirlenmiş topraklarında yaşamaktadır.
7)Sakat doğumlar ve büyüme bozuklukları Ukrayna’da %230, Beyaz Rusya’da ise %180 artmıştır.
8)Şiddetli bağışıklık sistemi bozuklukları görülen çocuklara, 2 ila 3,5 kat daha fazla rastlanmaktadır.
9)380 bin kadar çocukta kan kanserleri, tiroid sorunları ve anemiler saptanmıştır.
10) Ukrayna’da çöken bağışıklık sistemleri nedeniyle, genelde ölümcül olmayan hastalıkların yol açtığı ölümler artmıştır.
Siyaset Bilimci Erkan HACIFAZLIOĞLU:
Enerji gücü olan ülkeler dünyada söz sahibi ülkelerdir.
Güçlü devletlerin nükleer reaktörleri vardır ve enerji güçlerinin önemli bir kısmı bu reaktörlerden gelmektedir. Ülkemizde de, geçmişte, dünyada yaşanan olumsuz olaylar iyi tahlil edilmeli ve buna göre nükleer reaktörler en ileri teknoloji ile inşa edilmelidir.
Biz bunu yapmayalım tehlikelidir demek çağın gerisinde kalmak olur.
Dünyanın her hangi bir yerinde yaşanacak bir nükleer felaket tüm dünyayı etkilemektedir.
Bugün dünyada 31 ülkede 437 nükleer reaktör vardır.
Türkiye’nin de içinde bulunduğu 19 ülke ise yeni nükleer reaktörler inşa ediyor. Geri kalan ülkeler de nükleer reaktörler yapmayı planlamaktadır.
Derleyen: Yakup ASMALI
KAYNAKLAR
Prof. Dr. Nazmi Turan OKUMUŞOĞLU
Dr. Radyasyon fizikçisi Yüksel ATAKAN
Siyaset Bilimci Erkan HACIFAZLIOĞLU
Türk Tabipler Birliği, Çernobil Nükleer Kazası Sonrası Kanser Raporu
TBMM Çernobil Araştırma Komisyonu raporu (1994)
Çernobil Kazası ve Etkileri, Pelin Özcan KARA ve Emel Ceylan GÜNAY(2013)
Çernobil Felaketinin Türkiye Üzerindeki Etkileri | Greenpeace
Radyasyon ve Sağlığımız kitabı, Yüksel Atakan, Nobel Yayınları (2014)
Nükleer Felaketlerle Yaşamak-Çernobil ve Fukuşima’nın Sağlık Üzerine Etkileri Dr. Angelika CLAUSSEN
www.taek.gov.tr Çernobil 20.yıl dosyaları
Discovery Channel belgeseli ‘Sıfır Saati’
www.nobelkitap.com/kitap_113005_radyasyon-ve-sagligimiz.html
Reaktor Unfall Tschernobyl, BfS, Maerz (2016)
Çernobil’in Türkiye Üzerindeki Etkileri| Vikipedi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.