Rizeye gidememeyi bir de ben anlatayım.
Yazı çok uzun ben okuyamam diyenler için 4 valinin almış olduğu karar içeriği ve sonuçları itibariyle, ne RİZE’de olanları ne de RİZE dışındaki memnun ET-ME-Dİ.
Tamam, herkes biliyor. Ortalıkta virüs belası var. Herkes sıkıntılı. Ama çözüm bu mu ? Rizeye gitmemek mi?
İstanbul’da 100 metrekare içinde 1 aydır. Kısıtlı bir hayat yaşayan ve neredeyse dirsek aralığı ile hayatını devam ettiren bir metropolde mi ? yaşamak, yoksa 3 dönüm 5 dönüm içinde çayında bağında bahçesinde yaşamak mı ?
Sağlıklı olan veya sağlık taramasından geçmiş, herhangi bir problemi olmayan kişilerin belirtilen kurallar ve kaideler içinde memleketine gitmesine müsaade etmek gerekir.
Yazıyı ön yargı ile okumamanız açısından şu ön bilgiyi vereyim.
40 yaşına kadar çay’dan bir kuruş para geliri etmemiş biri olarak yazıyorum. İçinde bulunduğumuz dönemde de Rizeye gitme planım yoktur.
Rizelinin dili ile anlatmak gerekir ise;
Bizde, çay budama yoktur. ÇAY KESİLİR.
Bizde, gübre dökmek yoktur. AVRUPA DÖKÜLÜR.
Bizde, 1. dönem çay biçme dönemi yoktur. 1. SÜRÜM VARDIR.
Bizde, çiftçi yoktur. ÇAYCİ, MÜSTAHSİL VARDIR.
Bizde, destekleme yoktur. BİZDE DİREK ÇAY PARASI VARDIR.
Bizde, çay satılmaz. ÇAY VERİLİR.
Bizde, Rizeye gidilmez. KÖYE GİDİLİR.
Bizde Çaykur yoktur. DEVLET VARDIR.
VELHASIL KELAM
Bunları biz biliriz. Bunlar bizim söylemlerimizdir. Bunları neden yazdığımı çok basit bir örnek ile açıklayayım.
Ümraniye kaymakamına giden yaşlı bir amca,
-evladum.
-avrupa tökeceğum, çöye çitmem lazum. Diyor.
Kaymakamlıktaki yetkili – Avrupa ne demek diyor.
Buradan çıkarttığımız sonuç ile;
Rize valisi, bizim çayı bilmez. Bizim bildiğimiz gibi de bilemez. Ama çayı bilen, Çayciyi bilen bir ekibi vardır.
İşte sorun, valiyi yönlendiren veya yönlendirmeyen bizim yörenin adamıdır.
Bizim derdimizi sadece, bizim yörenin insanı anlar. Tayin yolu ile gelen Kaymakam, Vali anlamaz. Anlayamaz.
Kaymakam’a ve Vali’ye bilgiler doğru aktarılmaz ise yaklaşık 10 gündür içinde bulunduğumuz durumları yaşarız. Ve yaşamaya da devam ederiz.
RİZE valisi, “30 nisan’a kadar gel” DER.
İstanbul’da bulunan kaymakamlar; “Büyükşehirlerden çıkma yasağı var. Ben tanımam RİZE valisinin almış olduğu kararı” DER.
Bunu duyan vatandaşta “BU NE İŞTUR” der.
HAKİKATEN ÖYLE BU NE İŞTİR.
Her gün bir açıklama, her gün bir bildiri, farklı makamları almış olduğu karar. İnsanımızı çileden çıkardı.
Her gün kaymakamlıkların kapısında kuyruklarda yaşanan sıkıntılı ortamın önüne geçmek gerekirdi.
21 nisan 2020 tarihinde saat 20:20’de Ümraniye Kaymakamlığının önünde, kaymakamlığa izin talep eden 800 başvuru sahibinden 20 kişiye izin verildiği ifade ediliyor.
Evet yanlış okumadınız saat 20:20 ‘de 800 kişi.
İstanbulda 36 ilçe var. Her ilçeden başvuran 300 kişi olduğunu kabul edersek 10.800 adet bireysel başvuru.
Yazık değil mi bu insalara…
ÇAYKUR Genel Müdür Vekili Yusuf Ziya Alim, 2019 yılında AA muhabirine yaptığı açıklamada:
Artvin, Rize, Trabzon ve Giresun’da yaklaşık 204 bin ailenin yaş çay tarımı yaptığını
ÇAYKUR’un birinci sürgünde 288 bin 100 ton,
ikinci sürgünde 267 bin 245 ton
üçüncü sürgünde ise 166 bin tonun üstüne çıktıklarını ifade etti.
Buradan anlaşıldığı üzere çay en çok toplandığı zaman ilk hasat dönemidir.
Ziraat Mühendisleri odasının 2016 yılında yayınladığı ÇAY RAPORU-2015 de
ÇAY,1 MİLYON İNSANIN GEÇİMİNİ SAĞLAMAKTADIR. denilmektedir.
2015 yılında hasat edilen yaş çay yaprağının 681.000 tonu Çaykur tarafından, geri kalan 637.000 ton çay özel sektör firmaları tarafından satın almıştır. Çaykur bugün satın aldığı yaş çay yaprağını 47 fabrikasında işlemektedir. Bölgede 150 civarında da özel sektör fabrikası bulunmaktadır.
762 bin dekar çay tarım arazisinin % 65`i Rize, % 21`i Trabzon, % 11`i Artvin, % 3`ü Giresun il sınırları içindedir.
Rize`de tarımsal gelirin % 98`i, Artvin`de % 27`si, Trabzon`da ise %25`i ÇAY tarımından elde edilmektedir.
Neresinden bakarsanız bakın,
İl dışından Çay hasadı için gidenler olmadan çayların toplanması oldukça zordur. 1 milyon kişinin geçimini sağladığı ÇAY için alınan kararın kesinlikle gözden geçirilmesini gerekmektedir.
Bizim insanımıza uzun uzun, süslü, boyalı cümleler kurmanın bir anlamı yok.
Gidecek miyim, gidemeyecek miyim. Bu kadar basit bir soruyu Uzaya mekik gönderir gibi açıklamanın bir anlamı yok.
Ülkesini bir şekilde terk etmiş, başka ülkeye yerleşmiş, Türkiyeden bi haber olarak yaşayan vatandaşları, bilmem kaç bin kilometere uzakta bulunan ecnebi ülkelerden getirip; önceden belirlenmiş olan yerlere yerleştiren ve 14 gün boyunca tüm yaşamsal faaliyetlerini tedarik eden devlet otoritesi,
kaymakamların alamadığı kararlar ile Valilerin çakışan kararları arasında sıkıştırdığı ÇAY ÜRETİCİSİNİN canına okumaktadır.
Çaydan başka geliri olmayan,
İlk bahar yaz döneminde, çay tarımı ile uğraşan kişiye sen RİZE’ye gelme, çayını toplama demek, çözüm üretmek değil, sıkıntıyı görmezden gelmektedir.
Bugün 4 valinin almış olduğu kararın içerinde yer alan birkaç kısma değinmek gerekirse;
VALİLİK AÇIKLAMASI: “İlimizi de içine alan bölgemizde yaklaşan çay hasadı sezonunda özel önlemler alma gereği hâsıl olmuştur. Bu kapsamda alınması gereken tedbirler konusunda yerelde sektörün tüm taraflarıyla (Pandemi Kurulları, ÇAYKUR, Ticaret Borsası, Ziraat Odaları, ilgili Kamu Kurumları, Muhtar Dernekleri, STK’lar, Müstahsiller vb.) görüşülmüş, Bakanlıklarımızla gerekli bilgi paylaşımları yapılmıştır.”
Sayın valilerin görüştüğü ilgili kişilerin böyle bir kararın altında imza atmaları oldukça şaşırtıcıdır.
VALİLİK AÇIKLAMASI: “-Çay hasadıyla ilgili tüm faaliyetlerin bu iller içerisinde mevcut ve illerin temin edeceği işgücü ile planlanmasına, -İllere gelemeyecek müstahsillerin çay hasadını illerde irtibatlı oldukları kişiler aracılığıyla yaptırmalarına,”
İŞ GÜCÜNÜ KİM TEMİN EDECEK,
BU OLAYI KİM ORGANİZE EDECEK,
HASILAT PAYLAŞIMI NASIL OLACAK.
TEMİN EDİLECEK İŞ GÜCÜNE ARAZİLERİN SINIRLARINI KİM GÖSTERECEK
TEMİN EDİLEN İŞ GÜCÜ İLE TOPLATILAN ÇAYLAR ÇAYKUR’a (DEVLET’e) Mİ ÖZEL SEKTÖRE Mİ VERİLECEK
VALİLİK AÇIKLAMASI: “-Buna imkânı olmayan müstahsiller için sektörün paydaşlarıyla oluşturulacak vefa sosyal destek organizasyon kurullarıyla alternatif çözümler üretilip çay hasadının sorunsuz bir şekilde tamamlanmasına karar verilmiştir.”
Kim Bu Paydaşlar, YARICILAR MI? Onlara da izin verilmiyor ki?
Vefa sosyal destek organizasyon kurullarıyla alternatif çözümler üretecek olanlar kimlerdir. Benim çayımı jandarmamı toplayacak, muhtar mı, imam mı ?
Bunlarla nasıl bir anlaşma yapılacak?
Çay sahibine nasıl bir ödeme yapılacak.
AYNI ŞEKİLDE , TEMİN EDİLECEK İŞ GÜCÜNE ARAZİLERİN SINIRLARINI KİM GÖSTERECEK
TEMİN EDİLEN İŞ GÜCÜ İLE TOPLATILAN ÇAYLAR DEVLET’e Mİ ÖZEL SEKTÖRE Mİ VERİLECEK
Daha da enteresan olan husus ise,
Çay Müstahsilinin seyahat izin belgesinin nereden hangi yöntem ile alınacağının bir açıklaması olmamasıdır.
ilçe tarım müdürlüğü, ilçe emniyet müdürlüğü, Kaymakamlık, E devlet, muhtarlık, sağlık kurulu, nereden ne alınacağı nereye ne verileceği, kısaca; Hangi kurumdan hangi belgeler toplanarak bu işlem nasıl gerçekleştirilecek belli değil.
Bu konuda sabaha kadar yazabilecek durumdayım.
Farklı bir pencereden bakmak gerekirse; Ziraat mühendisi Şener Bülbül’ün sorularını da iliştirelim. ,
“Kimse Bu Kararları Alırken, Bana Sormuyor. Ama Ben Sorayım..” diyerek şu soruların cevabını istedi;
Hadi bakalım , çık işin işinden.
saygılarımla
Yakup ASMALI
yakupasmali@gmail.com
https://www.sabah.com.tr/ekonomi/2019/09/27/caykur-721-bin-ton-yas-cay-aldi
http://www.zmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=25738&tipi=38&sube=0
http://www.rizenabiz.com/m/?id=12106
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.