Rize ili ve çevresinin bilinen ilk sakinlerinin yuvarlak başlı, Türk ırkıyla akraba Asyanik’lerdi. Orta Asya ve Türkistan’dan gelme, Sümer ve Elamlılar’la soydaş sayılan Huri’ler M.Ö. 3500 yıllarında Azerbaycan ve Doğu Anadolu’ya yerleştiler. Kür, Aras, Çoruh ırmakları ile yukarı Dicle ve Yukarı Fırat boylarını yurt tuttular.
Rize adının değişik anlamlarını ifade ediyorsa da bunun pirinç anlamına gelen İriziyos’tan çıktığını belirtenler çoğunluktadır. Rize bölgesi M.Ö. 2000 lerde Kimmer’lerin göçüne sahne olur. Ardından Saka’lar gelir. M.Ö. 56–53 yılları arasında Çoruh boyları ile Rize bölgesi Arşaklı’ların hâkimiyetine girdi. 562 yılına kadar Faş/Rıyon boylarında yaşayan Laz’lar bu tarihten sonra Çoruh ırmağı soluna geçerler.
M.Ö. 301 yılında Pers Satrap’ın oğlu Mitridates 1 tarafından kurulan Pontos devletinin sınırları içinde değişik kavimler yaşamaktaydı. Tibarenler, Amazonlar, Kohlar, Abazalar, Lazlar, İranlılar, gibi. M.Ö. 63 yılına kadar devam eden Pontos hâkimiyetini bu tarihten sonra Roma İmparatorluğu dönemi izler.
Bu dönemde Roma İmparatorluğu Konstantin’in çıkardığı bir fermanla Hıristiyanlığı serbest bırakması üzerine, Horasan Arşak’ları kolundan gelen bir prens olan Anak oğlu Aziz Grigor, Grigoryanlık mezhebini kurar. 395 ‘te Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasıyla birlikte Rize’de Doğu Roma’nın nüfus alanı içinde kalır. 4 ve 5. yüzyılda Kafkaslarda hakin unsur Hun’lardır.
Doğu Karadeniz’e hakim olmada ve Kafkasya’dan gelen akınları önlemede zorlanan Roma(Bizans) Hıristiyan olmuş bazı Türk topluluklarını bölgemize yerleştirirler. Bunlar, Hun, Bulgar, Avar, Kuman, ve Peçenek Türkleridir. Hızlı bir Hıristiyanlaşma politikası izleyen Roma (Bizans) bu yolla Hıristiyan topluluklarını asimile ederek de Yunanlı aştırmaktadır. İncil’in dışında konuşulan her dili cehenneme gitmek için işlenen bir günah olarak nitelendirerek kendi ana dillerini unutturarak Yunan’ca konuşmaya zorluyorlardı.
Hıristiyan olupta Yunanca konuşanlara Rum demek suretiyle asimilasyon tamamlanıyordu. Rize’nin sahil kesimi dışında kalan vadiler ve yaylalar Kumanlar, Kıpçaklar, Balkarlar, Avarlar, Azgurla… gibi değişik Türk toplulukları tarafından şenlendirilmişti. Çoğunluğu çağın hak dini olan Hıristiyan olup genelde Gregoryen mezhebinde idiler.
XI Yüzyıldan itibaren Selçuklular Rize bölgesinin vadi ve yaylalar bölgesine akmaya başlamışlardı. Müslüman olan bu Türkmen toplulukları, Rize bölgesini hem şenlendirdiler, hem de ezan seslerinin vadi ve yaylalarda yankılanmasına neden oldular. Bizans’la Selçuklular arasındaki Pasinler, Malazgirt ve Kol köyü savaşları Bizanssın yenilgisiyle sonuçlanınca Anadolu kapıları Türklere açılmış oldu. Böylece kuzeyden Rize’nin yaylalar ve vadiler kesiminde (değişik boy ve inançlarda) Rize sahil kesimine tazyik etmeye başladılar.
1461 de Fatih’in Trabzonu alması ile birlikte Karadeniz’in fethi tamamlandı. Osmanlı Devletinin hoş görüşü sayesinde bu tarihten itibaren 100–150 yıllık süreç içinde İslam’ın Rize’de tartışmasız tek din olmanı sağladı.
Fetih sonrası Rize’de gerek Fatih döneminde gerekse Yavuz ve Kanuni dönemlerinde yoğun göç ve iskân hareketleri oldu. Maddeler halinde sıralarsak.
1- İkizdere, İyidere, Derepazarı, merkez ilçe, Güneysu ve Çayeli bölgelerine 1502 den sonra Akkoyunlu Türk Devletinin yıkılışı ile birlikte gelen Akkoyunlu Türkmenleri
2- Maraş-Elbistan bölgesinden Dulkadir Oğulları beyliğinin yıkılışı ile birlikte, Yavuz tarafından gönderilen Türkmen Aşiretleri,
3- Fatih tarafından yıkılan Karaman Oğulları Beyliğinin Türk ve Müslüman halkı 140.000 Kuman ailesi daha sonra Çoruh Irmağının batısına geçerek Kemalpaşa, Hopa, Arhavi, Fındıklı, Pazar, Çayeli ve merkez ilçeye yerleşmişlerdir. Türkçe konuşan bu Hıristiyan Türk toplumu, Müslüman olan ve kendileri ile aynı dikli konuşan kardeşlerinin dini olan İslamiyet’e girmişlerdir.
4- Hemşin bölgesinde bulunan, Hıristiyan Gregoryen ve Türkçe konuşan Oğuz, Kuman toplulukları da coğrafi yakınlık ve yol güzergâhı üzerinde bulunan İspir’in Müslüman halkı dolayısıyla kendi rızaları ile Müslüman oldular.
5- 80.000 kişilik Çepni Türkmenleri, Trabzon ile Rize’nin İkizdere, Kalkandere, İyidere, Derepazarı ve merkez ilçesine yerleştiler.
6- Lazika Krallığının yıkılışından sonra, (6. yüzyılda) Çoruh Nehrinin batısına geçen ve Kafkaslardan inen Türk boyu olan Laz’lar da Kemalpaşa, Hopa, Arhavi, Fındıklı Pazar bölgesine yerleşerek 15. yüzyılı takip eden ortalama 150 yıllık bir süreçte kendi rızalarıyla son hak dini İslamiyet’e geçerek Müslüman olmuşlardır.
Büyük acı, yokluk ve katliamların yaşandığı bu bölgede olan halkımız birlik ve dayanışma şuuru içerisinde zorlukları yenmesini bilmiştir. 1. Dünya Savaşı öncesi toplam nüfusları 500–900 civarında olan Rum ve Ermenilerin işgalci Rus kuvvetleri ile birleşerek halkımıza yaptıkları hafızalardan silinmemiştir.
Pazar ve Melyat Dereliler tarihine özetle bakarsak;Zeametle yönetilen Atina (Pazar) kazasının Zaim’i Trabzon Mirlivası İskender Beyin oğlu Emir Bey idi. Atina camii imam hatibi Mevlana Hüsam’dı. 16. yy. sonlarında Atina kazasında 30 karye, 45 mahalle ve karye bağlıları olmak üzere toplam 75 yerleşim birimi vardı.
Bazı karye ve hane sayıları söyle;
Amed (Başköy) 123 hane,
Memeküvat (Irmakköy) 139 hane
Hudesa (Kesikköprü) 70 hane
Aranaş (Aktepe) 320 hane
Tavlat (Tütüncüler) 239 han
Kostanivat ( Dernek) 11 hane
Venek (Örnek), 173 hane
Papat (Papatya), 228 hane
Zivat ( Derinsu) 73 hane
Dutha (Tunca), 80 hane
Ziğam (Aşağı ve Yukarı Durak) 80 hane
Cercavat ( Akmescit) 53 han
Vakos (Yamaçtepe) 101 hane
1520 de Atina Kazası, aynı adla anılan bir nahiyeden ibaretti. Atina 1536-1553 tarihleri arasında kayıtlara kaza olarak zikredilmektedir. 8 Mart 1565 tarihini taşıyan bir kayıtta Gönye (Batum) sancağına bağlı olduğu görülmektedir.
1530 tarihinde Atina kazasında Venek Köyünde 261 hane Hıristiyan ve 9 yeni Müslüman hane var idi. 16 yy. sonlarında tüm köyler Müslümanlığı kabul etmişlerdi.
1926 Tarihli Trabzon Vilayeti Salnamesine göre Atina Kazasının Hane nüfusları (Melyat Deresi köyleri itibariyle);
Zelek Karyesi: 18 hane, 75 nüfus,
Melyat Karyesi: 27 hane, 98 nüfus,
Surminat Karyesi: 17 hane, 67 nüfus,
Venek Karyesi: 19 hane, 80 nüfus,
Avramit Karyesi: 22 hane, 84 nüfus
Derleyen: Ömer ASMALI
Kaynak: Ali Taşpınar