DOLAR 38,8535 -0.09%
EURO 44,2900 0.3%
ALTIN 4.167,720,61
BITCOIN 42918043.57573%
Rize
16°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Yakup ASMALI

Yakup ASMALI

13 Nisan 2025 Pazar

ÖMER ASMALI’dan AÇIK MEKTUP

ÖMER ASMALI’dan AÇIK MEKTUP
0

BEĞENDİM

 

ÖLÜMÜN KIYISINDA YAŞAM | AÇIK MEKTUP

Bu mektup dostlarıma yaşamış olduğum serüvenin satırlara dökülmüş halidir. Karamsar bir yazı şekli olduğunu kabul ediyorum ancak yazılmasının gerekli olduğunu değerlendiriyorum. Sizlerin medyada duyduğunuz ayağıyla hastahaneye gitti ve bir daha geri gelemedi anonsuna yazık oldu deyip geçiyordunuz, bende öyleydim şüphesiz. Bu yazı belki de hayatımın özet bir muhasebesidir. Hiç düşündünüz mü ecel beni nerede yakalayacak diye. Bu durum mutlaka bir yerde tecelli edecek ama nerede? Hayatım boyunca bir çok yazıyı kaleme aldım ancak bu tür bir yazıyı yazacağımı hiç düşünmemiştim. Ne demiş atalarımız ‘’ne oldum değil ne olacağım diye düşün’’. İnsan oğlunun hayatının nasıl seyredeceği her zaman kendi elinde olmayabilir kader çizgisinin götürdüğü yere kadar da olabilir. Kısaca sonu belli olan bir yola revan oluyoruz. Bu durum bizi daha kaliteli, adil ve yaşanabilir bir dünya için vereceğimiz mücadele için sebeplerden biri olmalıdır.

Ölüm bir canlının yaşam faaliyetlerinin bitmesi anlamındadır. Soğuk ve ürpertici bir kelimedir değil mi ölüm? Bunun yanında hayatımızın belki de tek gerçeğidir. Hepimiz er veya geç kabullenemezsek de bu gerçekle karşılaşacağız.

 

Benim durumum elbette birçok kişide olmuştur ve muhtemel de olacaktır. Dediğim gibi bu yazı kişisel görünse de amacı o değildir. Amacı, yaşam savaşının içinde insanların sevgi, saygı ve merhamet duygularının da yeşermesi olmalıdır. Zira, hayat çok kısa birbirimize adil ve hoş görülü davranmamız önemlidir. İnsanın başına gelmeyince neyin ne olduğunu anlamıyor. Bu nedenle bu hikaye işe gitmek amacıyla sabahın köründe kalkıp hastahaneye yürüyerek giden o anda bilinmese de geri dönüşü meçhul olabilecek  birinin hikayesidir. Nerden bileceğim sıradan bir göğüs ağrısı diye nitelendirdiğim bir acının gerçek anlamını. Bir gün önce işimde gücümde sosyal hayatta idim. Gün içinde plan ve programlarım vardı ancak bunların hepsi çöpe atıldı.

 

2025 yılı Ocak ayının son günü bir hafta sonu işe gitmek isterken sabaha karşı şiddetli göğüs ağrısı ile kalktım. Biraz evde oyalandım belki geçer diye olmadı doğru hastahaneye gittim. Kader çizgim rota değiştirip beni farklı limana atmıştı. Halbuki kafamda tasarladığım projelerim vardı. İlk tetkikler benim durumumun ciddi olduğunu gösterdi. Her operasyon öcesi kural gereği yapılacak işlem için onay alınır. Bu arada acil olmayan olayda hastanın düşünme payı veya alternatifleri olabilir. Benim öyle bir durumum yoktu. Ne başka bir hastahane veya doktor seçme veya birine danışma ihtiyacım için zamanım bile olmadı. Bana ne dedilerse onay verdim. Düşünecek, alternatif yaratacak fikirlere zamanım olmadığını anlıyordum. Kısaca çaresiz durumdaydım.

 

Şişli Hamidiye Etfalden Seyrantepe Etfal’e ambulansla sevk oldum. Bu vesileyle merak ettiğim ambulansta neler oluyordu sorusunun cevabı ilk ambulans maceram da son bulmuştu. Servise yatışım ile tetkiklere devam ederek anjio oluşum arka arkaya oldu. Anjiyo temiz çıkmıştı. Ben tamam yırttım bu işten diye düşünürken göğüs ağrılarımda bir azalma olmaması üzerine acil tomografiye yönlendirildim. Ben olayın ciddiyetini henüz anlamamıştım. Zira benzer olay daha önce olmuş bir özel hastahanede bana midedeki gastrik buna neden oldu denilmişti. Ben hala öyle düşünüyordum. Daha önceki deneyimimden sorun midedeki gastrit olması düşüncesiyle tomografiye el sallayarak gittim. Bu benim için filmin koptuğu anmış bilemedim. Aort damarım yırtılmış (aort anevrizma) kan kaybediyormuşum. Yaşam zamanım daralmış acil ameliyata girmem gerekiyormuş. Ameliyata 1 veya 2 saat geç girsem yaşamımı kaybedebilir mişim. Bu tip ameliyatlarda operasyon esnasında dahi sağ çıkma oranı %30 oranında ve hadi sağ çıktın yoğun bakımdasın gene tam emniyette değilsin burada da 24 saat çok önemli. Bu zaman zarfında sağ kalma oranı ise %60. Genele baktığımız zaman yaşam şansımın %10 civarında olduğu öğrendim. Benim yeni öğrendiğim diğer konu aort damarımdan kalbe giden kapaktaki yaprakçık  3 tane olması gereken bende 2 taneymiş. Onlarca chek up tan ve testten geçtim açıkçası bunu bilmiyordum. Bu durum insanlarda %2 olarak doğuştan görülüyormuş.

Bütün tedavim ve ihtiyacım yerinde zamanında olmuştu. Bu arada beni ameliyat yapan Prof. Dr. Tolga Demir Hocamız saat 20:00 da evden gelerek operasyonu yaklaşık 8 saat yönetti. Ekibi ve kendisine hayatımı borçluyum. Operasyon sırasında birde beyin cerrahı hazır olmuştu. Beyine yeterli kan gitmez ise kısmı felç söz konusu olabilirdi. Bu arada taze kana ihtiyaç oldu. Onlarca kişi kan için kuyruğa girdi. Benim operasyonun tamamlama saati olan 04:00 kadar sürmüştü. Yüzden fazla kişi hastahanede operasyonu sonucunu beklemiş bir o kadar da beni dışardan  takip etmişti. Bu durum beni çok mutlu etti. Bu olaydan çıkarılacak tek olumlu sonuç dostlarımın çokluğu olmuştur. Bu vesileyle herkese sonsuz teşekkür ediyorum.

Hani demiştik ya kimin ne zaman ne olacağı belli değil diye. 1 hafta önce bir giysi almıştım. Giysiyi giyemeden hastahane gittim. Eve gelince onu askıda gördüm. Ve halen de giymiş değilim. Düşünün hayata dair planlarınız var, gideceğiniz, giyeceğiniz, toplantılarınız vb gibi bir çok düşünce var ve aniden siz bunları bırakıp gideceksiniz. Ne garip değil mi? Hangimiz normalde ya ben az sonra ne olacağım diye düşünür. Kişisel ihtiyaçlar o an içindir ama toplumsal görevleri yerine getirmişsen seninle birlikte sonsuza kadar devam eder. Bir gün bir büyüğümle sohbet ediyoruz. Bana laf arasında dedi ki ‘’Ömer Kaptan cebindeki para senin olmayabilir farkında mısın’’. Şaşırdım nasıl yani ağabey dedim. Şöyle dedi, bunu harcayabileceğinden  emin misin? Hiç böyle düşünmemiştim. Bırakın gelecekteki kazanacağım maddi varlıkları cebimdeki paranın bile benim olamayacağını düşünmeye başladım. Ve nitekim aldığım giysiyi bile giyme nasip olmayabilirdi. Bu örneğe canlı şahit olmuştum. Benim yaşama şansımın olması, Allah’ın verdiği ömür, doktorların çabaları, dostların duaları, vücudumun dirençli olması velhasıl bir sürü etmenler benim lehime sonuçlanması sonucu olmuştu.

 

Mesleğim gereği hastalığı bir kazaya benzetirsek şöyle bir tablo ortaya çıkar. Bilirkişiler veya kaza uzmanları bir kaza olduğu zaman kaza analizi yaparlar. Burada önemli olan kazaya sebep olan kök sebep nedir araştırılır. Sonra kazaya neden olan olayları sıralar ve bu olayların hepsi aynı anda birlikte oluşması, arada bariyer olmaması durumunda kaza meydana gelir. Ara bariyeri yani kazalara neden olan sebep belirlenince bilahare önlemler buna göre alınır.  Kazaların olmaması için kaza  örneklerinden dersler çıkarılarak bazı yeni kurallar meydana getirilir. Kurallara aykırı yapılan her eylem aynı anda meydana gelirse kaza kaçınılmaz olur.

 

Kazaların bariyersiz olarak bütün açıkları geçmesine İsviçre peynirine (aralarda delikler olduğu için) benzetilir.  Örneğin iki gemi açık denizde çatışmış. Bunun kök nedeni araştırılması sonucunda Uluslararası Deniz Çatışmayı Önleme Tüzüğü kurallarını yerine getirmemek olduğu kök neden olarak anlaşılmıştır. Bunlar, yetersiz gözcülük, ses ve seda işareti vermeme, yetersiz manevra, seyir fenerlerini kullanılmaması gibi. Akabinde tali yani yan sebepler de personelin yeterli dinlenmemesi, stres ve baskı altında olup gerekli akıl yürütmeyi yapamaması gibi. İşte bütün bunlardan bir veya birkaçı aynı anda önlem alınmadan meydana geliyorsa arada bariyer olmadığında kaza denen istenmeyen hedefe ulaşılıyor demektir.

 

 

 

Peki, benim hikayemle ne ilgisi var bu olayın. Yukarıdaki denizcilik örneğini baz alırsak benim olayımda bir şekilde gemiler çatışma mesafesine geldiler. Yazı hastalığımın oluşturan bazı ihmaller oluştu. Bu esnada yapılacak manevralar çok önemli.  Hastahaneye acil yatışım, gerek tetkikler gerekse teşhis ve tedavinin zamanında olması, taze kan ihtiyacının gene zamanında tedarik edilmesi, dostların duaları, aileme operasyon sonuna kadar destek gibi bir şans ve Allah’ın lütfu ile yaşama döndüm. Elbette bunların aynı anda olması kolay bir olay değildi. Denizde olabilirdim, şahane bir ortam içinde yazlık bir yerde olabilirdim ancak saydığım imkanların bir çoğunun olmaması bu cennet ortam bile benim yaşamama katkı sağlayamayabilirdi. Kısaca İsviçre peyniri benim lehime işlemişti.

 

Dediğim gibi, bu yazım kendimi tanıtma amaçlı değildir. Zaten hayatımın hiçbir döneminde böyle bir amacım olmamıştır. Sadece, yaşanan olayın Allah göstermesin ama her birimize de olma ihtimali karşısında yaşamış olduğum duygu ve düşüncelerden ibarettir.

Bana ailem başta olmak üzere diyorlardı ki bu yaşına geldin maddi bir getirisi yok niye onca yolu tepip okula gidiyorsun, sosyal faaliyetlere katılıyorsun, çağrıldığın her yere girmeye mecbur musun, sen bu kadar arkadaşların için uğraşıyorsun onlar senin için aynı şeyleri yapar mı vb gibi. Rahmetli babam darlandığı ve ihanete uğradığı zaman derdi ki ‘İnsan oğlu çığ süt emmiş kimse bilmez fendini. Kime iyilik edersen sakın ondan kendini’’. Babam kendi çapında iyi konumdaydı, yardım ettiği bir çok kişinin ihanetine uğramıştı. Bende zaman zaman uğradım elbette. Çıkarı bitince insan başka çıkar için hemen saf değiştirir. Ancak, ben gene ‘’iyilik yapta denize at. Balık bilmezse halik bilir’’ öz deyişini kabul ettim. Başka bir öz söz der ki; ‘’seni kandırdıkları için sen aptal değilsin, kandıran kendini kurnaz sanan zavallıdır’’. Sonuçta bu sevgi ve  yardımların olması hayatımın kurtulmasının bir parçası olduğunu düşünüyorum.

 

Benim yaşayarak öğrendiğim  hayat gerçeğini özlü sözler zaten açıkça belirtmişlerdir ama ne kadar anlamışız kim bilir.

 

Kanuni Sultan Süleyman bir beytinde; Halk içinde muteber  bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda bir nefes sihhat gibi, diyerek sihhatın önemini vurgulamıştır.

 

Bir öz söz de şöyle der. Doğduğunda sen ağlamıştın, herkes bayram etmişti. Öyle bir hayatın olsun ki öldüğünde herkes ağlasın, sen bayram et. Bu sözü motto olarak ben yaşantımda uygulamaya çalıştım.

 

Tiyatro ve sinema sanatçısı Ali Sürmeli bir söyleşisinde söz sırasının kendisine gelmesi üzerine şöyle demişti. Benim söyleyeceğim fazla bir şey yok. Sadece diyeceğim şu ki, bir zamanlar bir alevi mezarlığına uğramıştım. Mezar taşında şu yazıyordu; İyilik iyidir. Bu söz belki bizim yazımızın bir özetidir.

 

Sonuç olarak, yaşam dostlarla güzeldir. En büyük servet maddi birikimler değil manevi birikimler ile dostlukların sayısıdır. Ahlaklı ve etik değerlere verilen önem, kurulan çıkarsız dostluklar hayat felsefemizi belirlese dünyanın daha yaşanılır olacağına inanıyorum.

 

Herkese sağlıklı, mutlu ve uzun ömürler diliyorum.

 

Kaptan Ömer ASMALI  / 5 Nisan 2025

 

 

 

Devamını Oku

MELYATDERESİ MEYVELENİYOR  2

MELYATDERESİ MEYVELENİYOR  2
0

BEĞENDİM

MELYATDERESİ MEYVELENİYOR  2

ARTIK ÇAYIN YANINDA MEYVELERİMİZ DE OLACAK

 

 17 yıldır çevreye ve doğaya katkı sağlayacak büyük projeleri hayata geçiren Melyatderesi Derneği yine çok güzel bir proje ile Melyat derelileri bir araya getirdi.

 

Gelecek kuşaklara daha sağlıklı bir çevre, yeşil bir memleket bırakmak, yöre halkının geçimine katkı sağlayacak gelire kavuşması amacı ile  yöre iş insanları Cihan ERGENÇ / ER DENİZCİLİK ve Rasim AKAR / AKAR DENİZCİLİK şirketleri  öneri ve katkıları “MELYATDERESİ MEYVELENİYOR 2” adı ile bu yılda yeni fidanların toprağa ekilmesi, kök salması, büyümesi süreçlerini içeren eğitimin ardından Melyat Deresi havzasında bulunan köylerde yaşayan kişilere toplam 2.550 Adet ücretsiz  fidan dağıtımı gerçekleştirildi.

 

Dernek Başkanı Yakup ASMALI projenin amacını “HEDEFİMİZ Yaşlanan meyve ağaçlarımızın yerine genç meyve fidanları dikmek, Melyatderemizin nefes almasını sağlamak, bizler için hayati önem taşıyan meyve ağaçları ile gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakmak.  Armut, Elma, Erik, Kayısı, Kiraz, Mandalina ve Şeftali’ den oluşan meyve fidanları ile bölgeye hem sürdürülebilir gıda üretimi hem de maddi kazanç sağlanması” olarak ifade etti.

 

05 Nisan 2025 Cuma günü Merdivenli Köyü Fuat ERGENÇ ilköğretim okulunda gerçeklesen eğitimde, ilk olarak söz alan Başkan Yakup ASMALI teşekkür konuşması ardından projenin içeriği ve Melyatderesi Derneği faaliyetleri hakkında bilgi verdi.  Ardından söz alan Ümit Murat Hiçyılmaz, melyat deresinin adından ve geçmişteki çevreyle ilgili yapısından bahsetti. Etkinliği katılan Çayeli Belediye Başkanı İsmail Hakkı ÇİFTÇİ etkinlik ve dernek hakkında kı görüşlerini dile getirdi. “Uluslararası Tarım ve Tarım finansmanı üzerinde mühendis ve yönetici olarak çalışan Derneğimizin de ayrıca üyesi olan İbrahim Oğuz eğitime katılan hemşerilerine fidan temini, dikimi, budaması, bakımı ve toprak sağlığının korunması hakkında bilgiler verdi” Son olarak Cihan ERGENÇ katılımcılara proje hakkında bilgi verdi.

 

 

TEŞEKKÜR

İşin maddi tarafının yanında, fikir öneri ve görüşleri ile bu etkinliğin gerçekleşmesini sağlayan geçen yıl olduğu gibi bu yılda İstanbul’dan gelerek bizleri yalnız bırakmayan Deremiz iş insanlarından ER DENİZCİK Cihan ERGENÇ ve AKAR DENİZCİLİK Rasim AKAR’a

 

Bilgi hazinedir, son dakika çıkan aksilikler sonrasında bizi büyük bir zorluktan kurtararak Ankara’dan gelerek yanımızda bulunan Engin bilgilerini bizlerle paylaşan deremiz insanlarından İbrahim OĞUZ’a

 

Çayeli Belediye Başkanı İsmail Hakkı ÇİFTÇİ’ye, Pazar Ak Parti İlçe Başkanı Hamza KANDEMİR’e, Pazar önceki dönem Belediye Başkanı Ahmet BASA’ya, ÇAYKUR genel müdür eski yardımcısı Osman KESER’e eğitim için Murat Ümit HİÇYILMAZ’a, basın duyurusu için Abdullah UZUN’A

 

Yine sırf bu etkinlik için İstanbul’dan gelerek 6 gün boyunca bizlerle birlikte tüm bu yapılan çalışmalarda emek harcayan Hanife ASMALI’ya

Melyatderesi Derneği Başkan yardımcısı Gülay AKSU’ya

Melyatderesi Derneği yönetim kurulu üyemiz Muammer BAKIR eşi Meryem’e ve oğlu Osman Bilal’e,

Başkanlığı bıraksa da biz onu hiç bırakmadık sevgili başkanımız Alaaddin AKTEPE ve eşi Nevin AKTEPE’ ye,

 

Merdivenli Köyü’ne ayak bastığımız andan itibaren bizleri biran olsun yalnız bırakmayın derneğimizin Rize’de ki eli kolu ayağı Yıldız AKSU ALAY ile bitmeyen enerjisiyle bizlere de sürekli enerji depolayan eşi Ali Rıza ALAY ve oğlu Fatih Selim’e,

 

Yine merdivenli köyüne geldiğimiz zamandan itibaren hem bedenen hem de fikren sürekli yanımızda bulunan bizleri her konuda destekleyen Caner AKSU ve tatlıları ile bize güç veren eşi Ayşe AKSU’ya,

 

Melyatderesinde ki fiziki gücümüz Arif AKSU ve Cavit AKSU’ya,

 

Merdivenli köyü muhtarımız Ali AKARDAŞ ile geldiğimiz günden beri bizlere destek olarak Fuat ERGENÇ ilköğretim okulunun tüm imkânlarını sunan Okul müdürümüz Safiye KURT’a

 

Etkinliğin hazırlanmasında bizlere destek olan geçen yıl olduğu gibi bu yıl da afişlerimizi hazırlayan kendisi Melyat dereli olmasa da Melyat torunu olan Tan reklamcılık Ömer AVCILAR’a,

 

Etkinlik sırasında deremizin derneği olan melyatderesi derneğine üye olan Meryem BAKIR, Zeynep SARIKAYA, Münevver PEHLİVANLAR, Arif AKSU ile Cavit AKSU’ya,

 

Gelen misafirlerimize dağıtılan Simitler için Mehmet Ustaya,

Peynirler için Tektaş Köyünden olan Çayeli Hemşin Peynircilikten Erdem İPSUZ’a,

Fidanların tedarik edilmesi sürecinde destek olan Tokat’a bulunan Hekimoğlu Fidancılıktan Yusuf HEKİM’e,

Çay sponsorumuz için Doğuş Cay’a,

 

Pazar Belediyesinden tedarik edilen Sandalyelerin taşınması sırasında destek olan Tektaş köyünden İslam İPSİZ’e, Kuzayca Köyünden İlhan BABAL’a, Güvey köyü Muhtarı Yaşar GERDAN’a ve oğlu Feyzullah GERDAN’a,

 

Günün fotoğrafını çekerek bu özel etkinliği ölümsüzleştiren kardeşimiz Cavit Aksu ya,

Projenin duyurusunu yaptığımız andan itibaren sizlere ulaşmasını sağlayan deremiz havzasında ki muhtarlarımıza,

 

Eğitimin hemen akabinde,

Fidanları toprak ile buluşturan ve sonrasında fotoğraflayıp bizler ile paylaşan, Bilal ÖKTEN, Ali AKARDAŞ, Muammer BAKIR, Yücel KANTAR, Osman Bilal BAKIR, Caner AKSU, Alaettin AKTEPE, Teoman SOLAK’a

 

Her daim olduğu gibi metinlerimizi oluşturan Gülay AKSU’ya teşekkür ederiz.

 

VE SON OLARAK;

Bizim ile yürümek isteyen herkese kapımız açık.

Daha iyi projeleri sizler ile hayata geçirebilmek ümidi ile…

 

 

Yakup ASMALI

Melyatderesi Derneği Başkanı

 

Devamını Oku

MELYATDERESİ MEYVELENİYOR  2

MELYATDERESİ MEYVELENİYOR  2
0

BEĞENDİM

MELYATDERESİ MEYVELENİYOR  2 (ARTIK ÇAYIN YANINDA MEYVELERİMİZ DE OLACAK)

 

Melyatderesi Derneği olarak, 17 yıldır çevreye ve doğaya katkı sağlayacak büyük projeleri hayata geçirdik.

 

Gelecek kuşaklara daha sağlıklı bir çevre, yeşil bir memleket bırakmak, yöre halkının geçimine katkı sağlayacak gelire kavuşması amacı ile yöremiz hayırsever iş insanı Cihan ERGENÇ / ER DENİZCİLİK GRUBU ve Rasim AKAR / AKAR GRUP şirketleri öneri ve katkıları ile “MELYATDERESİ MEYVELENİYOR 2 ” olarak MELYATDERESİ MEYVELENİYOR projesine devam ediyoruz…

 

2024 yılında ilki gerçekleşen, yörede çok ses getiren proje ile 1.500 adet fidan dağıtımını başarıyla gerçekleştirdik. Fidanların toprağa ekilmesi, kök salması, büyümesi süreçlerini yakından takip ettik ve 2025 yılında fidan dağıtmaya devam ediyoruz.

 

HEDEFİMİZ Yaşlanan meyve ağaçlarımızın yerine genç meyve fidanları dikmek.

Melyatderemizin nefes almasını sağlamak, bizler için hayati önem taşıyan meyve ağaçları ile gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakmak.

 

Armut, Elma, Erik, Kayısı, Kiraz ve Mandalina’ dan oluşan meyve fidanları ile bölgeye hem sürdürülebilir gıda üretimi, hem de maddi kazanç sağlamayı amaçlıyoruz.

 

Sizler de fidanların yeşerdiği yolculukta gönüllü fidan ekicilerimiz olarak aramızda yer alabilirsiniz. ÜCRETSİZ dağıtılacak olan fidanların dikilmesi ve meyve vermesini sağlayarak geleceğe nefes olabilirsiniz.

 

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümünden Prof. Dr. Turan YÜKSEK tarafından verilecek eğitimler ile bilgilerimizi pekiştirecek, doğru bildiğimiz yanlışları öğrenmiş olacağız.

 

Önemli Not: PROJE SADECE MELYATDERESİ HAVZASINDAKİ KÖYLERİ KAPSAYACAK OLUP, FİDAN DAĞITIMI İÇİN VERİLECEK EĞİTİME KATILMAK ZORUNLULUĞU VARDIR.  

 

MEYVE FİDANLARI KAYIT SIRASINA GÖRE DAĞITILACAKTIR.

KAYIT VE İLETİŞİM: GÜLAY AKSU 0532 7647253

 

Etkinlik Tarihi: 05 Nisan 2025 Cumartesi

Saat: 14:00

Yer: Fuat Ergenç İlköğretim Okulu

Adres: Merdivenli Köyü Yalı Mevkii

Eğitmen: Prof. Dr. Turan YÜKSEK

Eğitim Konusu: Meyve fidanlarının ekilmesi / Bakılması / Büyütülmesi

Eğitim Süresi: 2 saat

Eğitim sonunda katılım sertifikası ve meyve fidanlarının dağıtımı yapılacaktır.

 

ETKİNLİĞİMİZ ÜCRETSİZDİR.

 

MELYATDERESİ HAVZASINDAKİ KÖYLER

  • Balıkçı / Zelek
  • Çınartepe / Sinor
  • Levent köyü (Demirciler Mh.) / Çoço
  • Erenler / Venekdere
  • Güney / Avramit
  • Kaçkar / Dereciler
  • Kestanelik / Miloz
  • Kuzayca / Suminat
  • Merdivenli / Melyat
  • Örnek / Venek
  • Şendere / Bogina
  • Tektaş / Bogina
  • Yavuzlar / Zuğapa
  • Zafer / Veichor

 

 

 MELYATDERESİ DERNEĞİ YÖNETİM KURULU          

Yakup ASMALI                       Başkan            0532 6834080

Gülay AKSU                           Başkan Yrd.     0532 7647253

Mehmet Ali UYUMAZ           Sayman           0532 7370000

Ayhan AYTEPE                       Yazman           0536 2540133

Muammer BAKIR                  Üye                  0535 5687293

Dernek Whatsap İletişim Hattı                    0530 4153453

 

 

 

 

 

 

 

Devamını Oku

Ömer ASMALI’ya geçmiş olsun

Ömer ASMALI’ya geçmiş olsun
0

BEĞENDİM

Türk denizcilik tarihinin günümüzdeki en önemli temsilcilerinden biri, Melyatderesi derneğinin mihenk taşlarından olan Kuzayca (suminat) köyünden ÖMER ASMALIdan güze haberler var.

 

31 Ocak 2025 tarihinde aort damarının yırtılması nedeniyle Seyrantepe Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma hastanesinde yanı gün ameliyat altına almıştı.

 

Uzun süren başarılı kalp ameliyatın sonrasında on günlük tedavinin ardından 10 Şubat 2025 Pazartesi günü taburcu edilen Ömer Abimiz evinde dinlenme sürecine geçmiş bulunmaktadır.

 

Ömer Kaptan için seferber olan, tüm dostlarına sevenlerine teşekkür ederiz.

 

 

“KAPTAN ÖMER ASMALI KİMDİR“

Rize Pazar’da 1958’de doğan ve Kuzayca (Suminat) Köyünden olan, Kılavuz Kaptan Ömer Asmalı, 1981 yılında Yüksek Denizcilik Okulu (YDO) Güverte Bölümü’nden mezun oldu.

 

1986’ya kadar DB Deniz Nakliyatı gemilerinde görev yapan Adalı aynı yıl şimdiki adıyla Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nde göreve başladı.

 

2003 yılına kadar kurtarma gemilerinde kaptan olarak çalıştıktan sonra kurum personeline STCW sertifikasyon eğitimi verme üzere karaya geçen Asmalı kurtarma başuzmanlığı, kurtarma ve römorkaj baş enspektörlüğü, tahlisiye baş enspektörlüğü gibi görevlerde bulundu.

 

Asmalı gerek kurtarma gemisi kaptanı gerekse kurtarma uzmanı olarak 300’e yakın operasyonda görev aldı.

 

Beykoz Barbaros Anadolu Denizcilik Meslek Lisesi, İTÜ Denizcilik Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri İşletmeciliği Enstitüsü’nde öğretim görevlisi olarak dersler veren ASMALI aynı zamana adliyelerde bilirkişi olarak görevine devam ediyor.

 

Kıyı Emniyeti’nde çalışma hayatının 36. senesini geride bırakan Ömer Asmalı, toplamda 41 yıl aralıksız sürdürdüğü devlet hizmetinin ardından aktif çalışma hayatını 2022 yılında noktaladı.

 

Ömer Asmalı çalışma hayatı boyunca sertifika, şilt, plaket gibi bir,çok belge aldı.

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kocasinan İtfaiye Okulu’nda gemi ve deniz yangınlarıyla ilgili itfaiye teşkilatına da eğitimler veren Asmalı, evli ve bir çocuk babası.

 

“GEMİ KURTARMA OPERASYONLARI VE KIYI EMNİYETİ”

Yüksek Denizcilik Okulu (YDO) 1981 Güverte mezunu olan Kıyı Emniyeti Deniz Hizmetleri Daire Başkanlığı Donatım Müdürü Kılvuz Kaptan Ömer Asmalı meslekte geçirdiği yılları ve katıldığı 300’e yakın kurtarma operasyonundaki tecrübelerini gelecek nesillere aktarmak için “Gemi Kurtarma Operasyonları ve Kıyı Emniyeti” kitabını yazmıştı.

 

 

Devamını Oku

melyatderesine ÇİN’li damat

melyatderesine ÇİN’li damat
0

BEĞENDİM

 

30 yaşındaki Neslihan Korkmaz, 5 yıl önce arkadaşları vasıtasıyla sosyal medyada tanışıp, aşık olduğu Çinli Tou Liao ile evlendi.

Rize Çayeli Kestanelik (Miloz) Köyünden Havva & Hayrettin KORKMAZ’ın kızı Neslihan ile Tuo, arkadaşları aracılığıyla 5 yıl önce sosyal medyadan Çinli Tou Liao ile tanıştı ve arkadaş oldu.

Uzun süre görüşen Korkmaz ve Liao, birbirine aşık olunca hayatlarını birleştirmeye karar verdi.

5 bin kilometre uzaklıktan gelen Tau Liao, ilçe müftü yardımcısı Abdulkerim Karabıyık’ın katıldığı programda İslamiyet’i seçerek Müslüman oldu ve ‘Taha’ adını aldı.

Neslihan ve Taha, ilçede düzenlenen törenle evlendi. Liao, düğünde kemençe eşliğinde horon oynayanlara eşlik etmeye çalıştı.

 

“SEVGİ ENGEL TANIMIYOR”

Sevginin engel tanımadığını söyleyen Neslihan Korkmaz, “Çevremdekiler ilk duyduklarında ‘Çok uzak değil mi?’ diye tepkiler verdi. Ama sevgi engel tanımıyor.

Biz salgın döneminde, evden dışarı çıkmadığımız dönemde arkadaşlarımız vasıtasıyla tanıştık.

Evden dışarı çıkamadığımız için mesafelerin uzak olduğunu hiç anlamadık. Aramızda 5 saatlik zaman farkı olmasına rağmen mesailerimizi birbirimize göre ayarladık” dedi.

 

MÜSLÜMAN OLDU

Eşinin evlenmeden önce İslamiyet’i seçtiğini ifade eden Korkmaz, “Benimle tanıştıktan sonra Müslümanlığı araştırmaya başladı. Sonunda Türkiye’ye geldiği 24 Ocak’ta Müslüman oldu. Bu duruma çok duygulandım.

Kendi isteğiyle Müslüman olması benim için çok değerliydi. Bana, ‘Seninle birlikte olacaksam senin dininde olmak istiyorum’ demişti. Şimdi çok mutluyuz” diye konuştu.

 

“EŞİMİ VE TÜRKİYE’Yİ ÇOK SEVİYORUM”

Heyecanlı olduğu için konuşmakta zorlanan Taha da “Eşimi ve Türkiye’yi çok seviyorum. Az da olsa Türkçe konuşuyorum. Herkese teşekkür ederim” dedi.

 

Çin’in Wuzhou kenti Cenxi (Senşei) bölgesinden olan damat Tuo, Rize’nin Çayeli ilçesinden olan Neslihan Korkmaz ile 3 yıl önce ortak bir arkadaşları vasıtası ile tanıştı. İnternet üzerinden görüşen çift birbirlerini beğenerek evlenme kararı aldı. Bunun üzerine Türkiye’ye gelen Tuo ilk önce Müslüman olarak Tuo Taha oldu. Sonrasında ise Neslihan ile Tuo Taha evlilik işlemlerine başladı.

 

İşlemleri tamamlayan çift Rize’nin Çayeli ilçesinde düzenlenen düğün töreni ile dünya evine girdi. Çiftin nikahını ise Çayeli Belediye Başkanı İsmail Hakkı Çiftçi kıydı. Salonda taraflardan ‘Evet’ cevabını alan Başkan Çiftçi, sıra evlilik cüzdanını teslim etmeye gelince “Çin’de iki tarafında gönlü olsun diye biri damada biri de geline olmak üzere 2 tane aile cüzdanı veriliyormuş. Burada tek cüzdan var ve biz taraf tutacağız” dedi. Nikah cüzdanını geline uzatan Çiftçi “Gidip de nikah cüzdanını elin Çinlisine verecek değiliz. Kendi kızımıza vereceğiz herhâlde” diyerek tüm salonu güldürdü.

Sıra Rize düğünlerinin vazgeçilmezi olan horona gelince damat Çinli de olsa oynamaktan uzak kalamadı. Gelinle birlikte horon halkasına eklenen damat, davetlilerle beraber horon oynadı.

 

“Bu evlilikler dünyanın bir köy gibi olduğunu, küçüldüğünü gösterdi”

Kıydığı nikahına ardından konuşan Çayeli Belediye Başkanı İsmail Hakkı Çiftçi, Rize’den Çin’e kız vermenin zor olduğunu ifade ederek “İnşallah bu son olur. Çin’den gelin yapalım da Çin’e kız vermeyelim. Bir kız babası olarak bana da zor geliyor. Gençler böyle karar vermişler. Kendilerini tebrik ettik, tekrar tebrik ediyoruz. Uzak bir memleket. Allah ikisinin de anne babasına kolaylık versin. Buradan Çin’e dünürlük yapmak kolay değil. Ama bir şeyi daha da yakından görmüş olduk ki dünya artık bir köy gibi, hani globalleşmek diyorduk ya, bu evlilikler de artık dünyanın bir köy gibi olduğunu, küçüldüğünü gösterdi. Gençlerimizin artık dünyanın her yerinde bu tarz aile birliktelikleri kurduğunu gördük. Gençler bize geldiler, evlilik için, bir nikah töreni düzenlemek için bizden destek istediler. Bizde onlara nikahta esas amacın nikahı duyurmak, herkese ilan etmek olduğunu söyledik. Bu anlamda Çayelili hemşehrilerimize bu iki gencin bir araya geldiğini, evlilik kararı aldığını bir vesileyle duyurmuş olduk. Sizlerin vasıtasıyla da belki çok farklı yerlerde sesimizi duyacaklar. Allah her şeyden önce gençlerimizin karşısına hayırlı birer damat ve gelin adayı çıkarsın diyoruz. Önemli olan hayırlı olması. Tabii Müslüman olmasını da tercih ederiz. Taha zaten Tuo Müslüman olmuş bir gencimiz” dedi.

“Yeni nesil görücü usulü”

Yeni nesil görücü usulü olarak adlandırdığı ortak arkadaş tanıştırması ile Çinli Tuo ile tanıştırıldığını dile getiren gelin Neslihan Korkmaz ise ailesinin kendisine destek olduğunu ifade ederek “Ortak bir arkadaşımız tanıştırdı bizi, o vesile oldu bize. Yeni nesil görücü usulü diyelim biz buna” dedi.

 

“Evlilik kaydımızı yaptırabilmek için 16 saat araba sürmemiz gerekti”

Evlilik hazırlıkları boyunca resmiyetin çok uzun sürdüğünün altını çizen Korkmaz “3 yıl 4 ay oldu. Çin’in Wuzhou kenti, Cenxi ilçesinde vinç operatörü. Süreç çok zorladı. Ailem tamam dedi. Annem arkamdaydı. Uzak yakın hiç fark etmez senin mutluluğun önemli dedi. Bizi en çok zorlayan vize almaktı. Evlilik kaydını yaptırmak için gerekli olan belgeleri bulmak zordu. Benim bekar olduğuma dair Çince ve İngilizceye çevrili bir belge getirmem gerekiyordu. Bir belge yanlış çıktı ve bir daha Türk konsolosluğuna gidip onu düzelttirmemiz gerekti. Evlilik kaydımızı yaptırabilmek için 16 saat araba sürmemiz gerekti. O bizi zorladı” ifadelerini kullandı.

 

“Türkiye’ye geldiğinde Müslüman oldu”

Ailesi dışındaki yakınlarının da kendisine zor olacağını ifade etse de sevginin her engeli ortadan kaldırabileceğine inandığını kaydeden Korkmaz “Çevrem ilk başta çok uzak olduğu için tepki gösterdi ama sevgi hiçbir şekilde engel teşkil etmiyor. Benle tanıştıktan sonra Müslümanlığı daha fazla araştırmaya başladı. Bana birçok soru sordu ve bende hepsini düzgün bir şekilde cevaplamaya çalıştım. En son 24 Ocakta Türkiye’ye geldiğinde Müslüman oldu. Ben çok duygulandım. Kendi isteğiyle olması da benim için çok özel. Seninle birlikte olacaksam senin dininde olmak istiyorum dedi” şeklinde konuştu.

 

Kaynak: Demirören Haber Ajansı (DHA)

Devamını Oku